30 Ağustos 2012 Perşembe

Zafer Bayramımız Kutlu Olsun

Zaferimizin bayramı kutlu olsun. Son bir kaç gündür olanlar, bayramın resmi olarak kutlanmıyor olması canımı sıkmıyor değildi. Ama insan oturup düşününce farklı noktalar görüyor. Bu zaferi bir devlet değil, millet kazandı, şanlı bir millet. Ve her ne olursa olsun bunu kutlamak yine bu milletindir. 

Her türlü terör saldırısına rağmen, biz kutlayabilelim diye canını feda eden o "bir kaç mehmetin" ruhu şad olsun diye, Atamızın hediyesine tekrar teşekkür edebilmek için, bu vatanın bizim olduğunu her zaman canı yürekten söyleyebilmek için, her ne olursa olsun cumhuriyetin ilkelerini sürdürebileceğine inanan bir millet olabilmek için, zafer bayramımız kutlu olsun...

29 Ağustos 2012 Çarşamba

Gelin Saç Modelleri

Düğün öncesi en büyük telaşlardan biri de saç modeline karar vermek. Sürekli gittiğim bir kuaför yok şu an ne yazık ki. Yeni yeni 2 yer oluşturuyorum. Birine kesim ve fön için gidiyorum, diğerine ise saç yaptırmak için. Her ikisine de çok uzun süreli gitmiyorum.

Düğün salonunu tuttuğumuzda kuaförün ücretsiz olduğu söylenmişti. Pek sıcak bakmamıştım. Sonradan insanlardan da duyduklarımla salon kuaförlerinin iyi işler çıkardıkları idi. Ben de önce gidip kuaför ile görüştüm. Oradaki bayan da çok pozitif olunca kararımı verdim. Sıra geldi model seçmeye... 

 Önceliğim taç ve duvak kullanabileceğim modeller olduğundan buradakileri eledim ama fikir olması açısından paylaşayım dedim. Beyaz çiçekli olan topuz modeli ile aşkım hala devam ediyor, o ayrı.





28 Ağustos 2012 Salı

Perdeci ile 2. Yarı

Dün sabah erkenden kalkıp perdecinin yolunu tuttuk. Hayatımdaki en enteresan esnafla tanışmış oldum. Dükkanda çalışan 3 kişi perdelerin seçtiğimden farklı gelmiş olması ile ilgili 3 farklı cevap verdi. Matematik problemi olsa daha kolay çözülürdü. 

İlk konuştuğum kişi, aaa bayram öncesi çok yoğunduk hata olmuş hemen halledelim, dedi. İkinci kişiye geldik. Elimizde şu an o kumaştan yok, zaten sana gönderdiğimiz daha kaliteli boşuna uğraşma, dedi. Üçüncü kişiye geldiğimizde ise; (işte rezillik burada başlıyor) Senin siparişleri hazırlayacakken baktık, elimizde o tüllerden kalmamış. Baktık bu tül daha kaliteli, güzel de duruyor. Size bundan yapıverelim dedik. Arayp seni çağırıp, tül seçtirmeye mi uğraştırsaydık, dedi. Evet gerçekten bunu dedi. Sonra ben evet daha mantıklı olurdu dediğimde ise şok geçirdi, nasıl yani diye. 

Dükkandaki tartışmalarımız böyle başladı. Gösterdikleri ürünleri beğenmedim. Beğenmediğimde de bana; inat ettiğin için beğenmiyorsun, zaten taktığımız tüllerin metresi senin seçtiğinden pahalı, iyilik yapıyoruz ama yaranamıyoruz da dediler. Oraya nişanlımın annesi ile değil de kendi annemle ya da nişanlımla gitmiş olsaydım, tavrım çok ama çok farklı olurdu. Sanki bana bedava mal veriyorlar da ben burun kıvırıyorum. Yalnız olsam paranızı ödemiyorum, gelin  pılınızı pırtınızı alın evimden ya da çöpe atıyorum bugün, derdim. Başka bir perdeciye de gider mis gibi yaptırırdım, perdelerimi. 

Yaklaşık 2 saat kadar orada tartıştıktan sonra nasıl oldu ise benim beğendiğim tülleri birden buldular. Perşembe gelip takacaklar bakalım. Ama ben nedense hala inanmıyorum, doğru ürünlerin geleceğine. 

Bu süreç içerisinde tabii bir de storları söyledim. Aldım ağzımın payını sonrada, onlar bana gayet güzel duracak bir tane yollamışlar, altı düz olunca o hiç güzel durmazmış. En sonunda konuşturdular beni oralarda ve dedim, siz istediğinizi kullanın alın evinize isterseniz hepinize bana yaptığınız tülden yaptırayım, storu da alın takın ama ben istemiyorum. Bu bu kadar basittir. Bir şeyi beğenirsiniz, parasını öder alırsınız. Satıcıda o ürün yoksa da teşekkür eder tokalaşır çıkarsınız. Ama karşılıklı bir iletişim vardır.

Düğüne az zaman kalmışken zaten gerginsiniz, bir de bu tip satıcılar ile karşılaştığında insanın çok morali bozuluyor. Normalde bu dönemde ev ile ilgili her şeyi bitirmek istiyordum. Ama evimde hala güneşlikler takılı olmadığı için koltukları açıp yerleştiremiyoruz, bile. Umarım sözlerinde dururlar ve perşembe günü bu iş biter.

26 Ağustos 2012 Pazar

Perdeci Düğüne 27 Günü Kalmış Çifte Karşı

Dün neydi öyle diye çığlık atasım var. Aslında gün güzel başlamıştı, diyebilirim. Daha önce beğendiğimiz ve o gün bazı aksiliklerden dolayı alamadığımız televizyonun hala kampanyası bitmemişti. Ve o artık bizim. Şimdi tek eksiğimiz 3 boyutlu film ve gözlüklerimiz. =)

Dün için asli olay perdelerimizin akşamüstü gelecek olması idi. 4-5 gibi gelecek olan perdelerin eve varışı 19:30' du. Kaç telefondan sonra geldiler, onu inanın bilmiyorum. Geldiler paketler açılmaya başladı. Nasıl olacak diye heyecanla bekliyordum. Salon perdesi gayet şık duruyordu ki, bir de storlara bakayım dedim. Demez olaydım. Evi klasikten olabildiğince uzak döşemeye çalıştık. Ama kruveze perdelerden gözümü alamadığımdan, farklı bir tarz olur demiştik. Bunu dengelemek için de storların altını düz istedim. Ama gelen storların sanırım konumuz ile ilgisi yoktu. Onlar yan komşununmuş da bize kahve içmeye gelmiş gibi duruyordu daha çok. Etek ucu dalgalı kesimdi. üzerinde de su yolu gibi şeyler vardı. problemi söyledim, alt kısmı çıkarabildiklerini sorun olmayacağını söylediler. iyi dedim, yırttık bu işten. Sonradan aklıma geldi, ben karartmalı stor istemiştim. Sordum montaj yapılmadan, ve gelenler karartmalı filan değilmiş. Dedim hiç monte etmeyin, ben bunu kabul etmiyorum. Sıra geldi diğer odalara (ki burada yazar hiç gelmeseydi, hatta perdeci sanırım kördü diyor) iki odanında perdesi aynı gelmiş, üstüne üstlük benim seçmediğim bir tülden. Önüme milyon tane tül de koysalar aradan o kadar kötüsünü bulamayacağım da kesin zaten. 

Ya belki farketmezler de kakalarız dediler, ya da cidden salaklar. Kimse kusura bakmasın ama ben başka bir açıkma bulamıyorum. Çünkü montaj için gelenlerin elinde, benim dükkanda söylediğim herşey yazıyordu. Üstüne üstlük iki odanın perdesi de farklı kodlarda gözüküyordu. Ben burada iyi niyet göremiyorum. Sizin elinizde bütün bilgiler yazılı olacak ve oradakinden daha kalitesiz ürünleri getireceksiniz. Çok yoğunuz açıklaması bence saçma. Ben bunların siparişini ramazandan çok önce vermiştim. O kadar sürede 5 tane perdeyi dikemiyorlarsa, zaten o dükkanın kapısını bile açmamalılar. Pazartesi günü gidip konuşlup, seçtiğim tüllerin tek tek fotograflarını çekeceğim, heralde o noktadan sonra işleri halledebilirler. 

Sonuç olarak, yalnızca mutfağın jaluzileri doğru getirilmişti. Yatak odasında da ürünler doğru olmasına rağmen ölçüde problem vardı. (ölçüyü de gelip kendileri aldılar) Düğüne 1 ay kala içimi bu kadar açan perdeciye an içten dileklerimi sunuyorujm. Umarım onun başına da gelir böyle bir şey, bakalım ne kadar keyif alır o zaman. O kadar koşuşturma bizi beklerken gece 10'a kadar yanlış perdelerle uğraştığımız bir günün de böylece sonuna geldik. 

Günün sonucu olarak, aldığımız her ürünün fotografını, kodunu alıp, dükkanlara gidip insanları taciz edip bize doğru ürünü yollayın demek gerekiyormuş.

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Gelinlik ve aksesuarları :)

Bugün sıcak nem demeden, üşenmeden gelinliğime doğru koştum. Düğüne 1 ay kala gelinliğin etek boyunu ayarlatmaya gittim. Hazır gitmişken de aksesuarlarımı da seçtim tabii...

Siz siz olun gelinlik alırken fiyat ve karşılığında verilenler konusundaki pazarlığı kendiniz yapın diyorum. Bunun ilk nedeni, daha sonrasında ona göre konuşabilirsiniz alışveriş yaptığınız yer ile. İkinci neden ise hem araştırma hem de ekonomik bakımdan daha rahat olabilirsiniz. Gerçi bizim durumumuz biraz daha farklı idi. Duvak konusunu ben gelinliğimin siparişini verirken sormuştum. İki duvak verdiklerini söylemişlerdi. Ancak bunların detaylarını sormamıştım. Bugün istediğim duvağı sorduğumda söyledikleri fiyat farkı ağzımı açık bıraktı. Moda evi yalnızca düz duvak(yalnızca tül) veriyormuş, bense ucu dantelli duvak istiyordum ve bunu bir tac ile kullanma hayallerim vardı.Tac için de ayrı fiyat çıkardılar.

Durum böyle olunca birazda dışarıda gezmek ve fiyatları araştırmak istedim. Girdiğim ilk yerde de hem beğenmiş hem de fiyatları uygun bulmuşken, hemen aldım. Moda evindeki ile hemen hemen aynı duvağı bulmuştum ve verdikleri diğer taraftakinin yarısından da düşüktü. Tac deseniz aynı şekilde. Hem modelini çok beğendim hem de fiyatı bütçemize uygundu. Duvak, tac gibi ürünler arıyorsanız keisnlikle Asel İpek'e bakın derim. Çok orjinal gelin şapkaları, ufak tüller vs de vardı. Gelinliğime uysaydı kesinlikle onlardan da kusur kalmazdım. Bütün gelin aksesuarları benim olsun istedim bugün. Sordum ama dantel eldiven yokmuş şu an ellerinde. Yapacak bir şey yok, önce Eminönünde bakacağım var mı diye, sonra da gidip geldi mi diye soracağız :)

Bir gün daha böylece geçmiş oldu... Mideye giren ağrılar artıyor, zaman geçtikçe...

24 Ağustos 2012 Cuma

Kısa Bayram Özeti

Nişanla düğün arasıuna bayram denk gelmesin diye uğraştıysak da bir bayram denk geldi. İlk defa çift olarak gezdik bir bayramda. İlk gün rekor kırarak 15 yer gezdik, bünyem hala tatlı çikolata filan kabul etmiyor. İlk defa gidiyor olmanın acemiliği ile pek geri çeviremedik, ikramları. ama yine de güzeldi bayramlaşma.

Bayramın ikinci günü ise; samimi bir arkadaşımızın düğünü vardı. Gelin arabası olmak sorumluluk ister diyerek öğlen saatlerinde yola düştük. Gelin hanım azeri olduğundan ve arkadaşımız da orada çalışıyor olduğundan bu onların artık son düğünü idi.İlk önce Azerbeycan' da nikah ardından düğün yaptılar. Bunlardan dolayı da artık sıkılmaya başlamışlardı diyebilirim. Ama her ne olursa olsun heyecan dorukta idi. Önce gidip arabayı süslettik, sonra da oturduk damat bey ile sohbet ettik. Saat geldiğinde kuaförün yolunu tuttuk. Omuzundaki dövmenin kapanması için sırt ve kollarına da bol mikutarda makyaj yapılmıştı. Ama kuaför ne yazık ki kolların iç kısmına da fondoten sürmüş. Gelinliğin yan kısımları uzak mesafeden bile görülebilecek şekilde lekelenmişti.  O an dedim ki iyi ki onlarca blog okuyup, bir çok püf noktası öğrenmişim. Herkesin tavsiyeleri aklımın bir yerinde kalmış. Herkes ne olacak diye bakarken, hemen aklıma gelin acil durum çantası geldi. Bundan bahseden arkadaşlar, gelinlikteki lekelerin en iyi talk pudrası ile kamufle edilebileceğini anlatmışlardı. Kuaföre talk pudrası bulmalarını söyledim. Sonrada baktım yavaş yavaş kapıyoruz lekeleri. Nasıl mutlu oldum, anlatamam. Sonuçta 1 ay sonra ben de evleniyorum ve her aksilikle karşılaşabilirim. Biri bana böyle yardımcı olup sorunun üstünden gelse çok çok rahatlardım. Kuaförden çıkıp eve uğrayıp salona geçtik, benim için iyi bir deneyim oldu. Nelere dikkat etmem gerektiğini öğrenmiş oldum. Saolsun gelin de bana güzel tavsiyelerde bulundu. Umarım düğün günü yanımda da olacak. :) 

Bayramı da böylece geçirdikten sonra, bugün de evimizi yerleştirdik. Cumartesi günü perdelerimiz de takılınca ev daha iyi gözükecektir. Ve artık son bir ayın içindeyiz. Yarın gidip gelinliğimin son provasını yapacağım. Duvak, tac seçme zamanı. Keşke güzel eldivenler de bulabilsem. 

Bu arada kına içinde kaftanımı kiraladım. Diğer malzemelerin arayışındayım. Bursa yetmeyince bana İstanbula gideceğim, hem biraz gezerim de diye düşünüyorum. Tabii bu kararım da İki Şehrin Hikayesi bloğunun sevgili yazarı Begüm'ün etkisi çok büyük. O kadar güzel ve uygun malzemeler buluyor ki gidip oraları gezmeden içim rahat etmeyecek. 

Bunların yanında hala halletmediğimiz şeyler var. Balayı, fotografçı gibi "küçük" detaylar. Ama elbet bunlar da hallolacaktır.

14 Ağustos 2012 Salı

39 Gün Kala

Günler nasıl geçiyor, ah bir anlasam. Çok işimiz kalmadı aslına bakıldığında artık. Ama nasıl yetişecek, nasıl olacak, daha yapmak istediğim çok şey vardı çığlıkları ile geçiyor günler. 

Bir çok şey kenarda durmuş beni beklerken, ben babaannemin vitrinindekilere çoktan gözümü dikmiştim. Sonunda da benim oldular.=) 

Çocukluğumdan beri bu kırmızı fincanlarda gözüm vardı. Herşey geçsin bitsin güzel türk kahveleri beni bekler.


Bunları alırken baktım ki yanındaki çay fincanları da bana bakıyor mahsun mahsun, tamam dedim sizleri ayırmayayım en iyisi =)


 Fotograflarda ben pek göstermeyi becerememişim ama şu an sanırım bu kadar ince porselen üretmiyorlar. Kabartmaları, boyutu o kadar zarif ki... Sanırım beni bıraksalardı zaten o evi komple alabilirdim. Ki bu fincanlarla kalmadım. Bunların yanında bir de yemek takımı buldum. Saolsun babaannem beni bu konuda hiç bir zaman kırmadı, ve evde ne zaman ne görsem, beğensem hep benim oldu. Aldıklarım sanırım aile yadigarı diye geçebilecek şeyler, babamın çocukluğundan hatta babam doğmadan alınmış ve babanemin kullanmadığı, bazısı hiç kullanılmamış şeyler. Aslında günlük ve misafir için yemek takımım var ama bunlardan vazgeçemem =) Değişik değişik kullanırım, ben de.




Son olarak da bu ağacı aldım. Çocukluğumdan beri televizyonun üzerinde dururdu, bana hep çok anlamlı, çok güzel gelirdi. Hep evime bu tip aksesuarlar arıyorum. Değişik, şık, sade, doğal şeyler ama pek bulabildiğimi söyleyemem. O yüzden bu tam hayallerimdeki obje idi.

Artık yavaş yavaş yerleşen evime bunlar da taşınsın bakalım. Halı ve sehpa işini de hallettik mi ev de tamam sayılır. Yerleştirmesi zaten çok eğlenceli...

Damatlık Kaosu

Damatlık konusunda sıkıntı yaşadığımızdan daha önce bahsetmiştim. Sonunda olay bir sonuca bağlandı. Bu dönemde sıkışmamak için kıştan damatlığı Tween'den almıştık. Tahmin de edilebileceği üzere ürün hiç kullanılmadı. Ancak kumaşta kendiliğinden çeşitli deformasyonlar olduğunu farkedince mağazaya götürdük ürünü . İncelemeye gönderdiler ve ürün kaynaklı bir problem olduğunu farklı bir ürün almamız söylendi. Oradaki ürünlere baktık ve beğenmedik. Üründen kaynaklı bir problem olduğu için de para iadesi talep ettik. Ancak firma kararları gereği bize hiç bir koşulda para iadesi yapamayacaklarını ancak uzun süre geçerliliği olan bir çek verebileceklerini söylediler.

Sonuçta zaten özel bir ürün alıyorsunuz, heveslenerek ve olan olay karşısında moraliniz bozuluyor. Üzerine bir de güvenip alışveriş yaptığınız firma cidden garip bir tutum sergiliyor. Mağaza dışında genel müdürlük ile de iletişime geçtik, problemi anlattık ancak oradan da olumsuz cevap aldık. Bunun sonucunda biz de hakkımızı aramak için Tüketici Hakem Heyetine başvuruda bulunduk. Bu başvurumuzun üzerinden 1 hafta geçmeden firma tarafından arandık. Ve şikayetimizi geri çekmemiz ve bunu kanıtlayan belgeleri onlara teslim etmemiz halinde paramızı iade edeceklerini söylediler. Farklı bir ürün, durum söz konusu olsaydı, sonuna kadar şikayetimin arkasında dururdum. Ancak konu damatlık olunca ve zaten yeterince stresli bir dönem geçirirken onların dediğini yapmak zorunda kaldık. Kesinlikle para iadesi yapmadığını söyleyen firma bize hemen hazırda koçanla bulunan para iade formalrını göstermeye başladı. 

Şahsen erkek giyiminde bu kadar büyük yer kaplayan bir firmanın bu şekilde davranmasını kesinlikle beklemezdim. Evet üründe problem çıkabilir, bu her zaman için olası bir durumdur. Önemli olan firmaların bu durumlar karşısındaki tutumudur. Bize ürünün aynısını sunabilirlerdi ama bunu yapamadılar, bu da anlayışla karşılanabilir. Ancak hiç bir ürün beğenmediğimiz ve kesinlikle bizimle alakalı olmayan bir problem karşısında yasal hak olarak gözüken para iadesinin yapılmaması bana çok yanlış geliyor. Bunun da ötesinde bunu yapıp ardından şikayetinizi çekin paranızı iade ediyoruz denmesi kesinlikle çok yakışıksız bir durum.

Biliyorum bunu okuduktan sonra senin yaptığın etik mi de diyebilirsiniz. Haklısınız da, bu konuda bir şey diyemem. Ama ben yalnızca yaşadığım, cidden üzüldüğüm bir olayı anlatmak istedim. Ve belki bu sayede bir kaç kişiye faydam olur dedim.

Bu sıkıntı stres sonrasında tekrar damatlık arayışına çıktık. Ve bulmamız hiç de zor olmadı doğrusu, diğerinden çok daha içimize sindi. Umarım bununla ilgili bir problem yaşamayız, artık. =) 

12 Ağustos 2012 Pazar

Tam Gaz Devam

Hazırlıklara son sürat devam ediyoruz. Yalnızca 41 gün var =) gerginleri oynamaya başlıyorum, düşününce. 

Kuaförden randevu aldım düğün için. Belki biraz risk ama salonun anlaşmalı kuaförüne gitmeye karar verdim. Gittim konuştum, çok pozitif bir bayandı, ben de rahatladım. Sonuçta sürekli gelin başı yapan bir yer kötü yapamaz diye düşünüyorum. Yaşayıp görücem artık...

Bunun dışında son günlerde, Tepe Home'un indiriminden faydalandık. Orta sehpa almaktan vazgeçmiştik, sonra ordaki sehpa ve fiyatını görünce, alma kararı verdik. Aynı zamanda bir boy aynası aldık oradan hem de yalnızca 30TL'ye. İmkanınız varsa bu ara gidip bakın derim, güzel indirim söz konusu, aynı indirimi ev aksesuarlarında da yapsalarmış nasıl mutlu olurdum anlatamam. Çok hoş ürünler vardı ama şu an sırası değil diyerek rafa geri bıraktım onları.

Kalmış 40 gün tabii davetiyelerimizin siparişini verdik artık, beklemedeyiz. Bir de bol bol ev yerleştirmece oynuyoruz. Hayatımda hiç bu kadar bulaşık yıkamamıştım, diyebilirim, rahatlıkla. Bir yandan makine bir yandan ben çalışıyoruz. Ama mutfak bitmek üzere. Tabii uzun döneme yayıolmış bir alışveriş olunca, kolilerden aynı şeylerden bir kaç seçenek çıkmaya başladı. Bir de onları ayırıyorum. Kullanmayacaklarımı hiç açmadan tekrar bir koliye, onları en baştan anneme göndereceğim. 

Bu hafta da perdeler takılıp, mutfağın yerleşmesi tamamlanınca evimiz eve benzeyecek. =) 

3 Ağustos 2012 Cuma

Gelin Ayakkabılarım

 Bugün birazcık evde durup ayakkabıların fotografını çekebildim. Bir çok markanın da ayakkabılarını denememe rağmen ayakkabıcılar çarşısında tamamen şans eseri buldğum bu ayakkabı kadar rahatını bulamadım. Umarım bunu düğün günü şişen ayaklarla da söyleyebilirim. =)


 Bu ayakkabıları alırken, ayakkabıcı elinde fazladan bulunan bu çiçeklerden de verdi bana istersen renklileri çıkarır bunları takarsın dedi ama benim bunlarla ilgili farklı fikirlerim var.
Hem kuafördeyken hem de gecenin ilerleyen saatlerinde topuklardan kurtulmaya ihtiyaç duyarsam diye dünyanın en rahat şeyi olan parmak arası terliğe geçiş yapmayı düşünüyorum. Bazen ben de kendime diyorum biraz rahatına düşkün bir gelinim sanırım. İşte bu rahatlığa kavuşabilmek için de bir kendin yap projesi gerçekleştirmek istiyorum. Tabii öncelikle şöyle güzel bir terlik bulalım bakalım. Hem belki aynı terlikle balayına da devam ederim, çiçekli çiçekli =)

2 Ağustos 2012 Perşembe

50 gün kala

Şöyle bir tarihe baktım da kalmış 50 gün. Birden panik olmaya başladım. Şu an o kadar yorgunum ki anlatamam. 

Bugün gittik avizelerimizin kalanını aldık, CasaLuce' dan. Oraya karşı çok önyargılıydım. Nedense fiyatların yüksek olacağını düşünüyorduk ki, piyasaya göre uyguna aldığımızı düşünüyorum. Bursa'daki çoğu yer oranın ürünlerini satıyor, buna koçtaş gibi yapı marketler de dahil. Bütün gün zaten yorulmuştum. Bir de avizeler takılırken çıkan pisliği elektrik süpürgesiz temizleme çabam ile pilim bitti.

Bu süreçte çamaşır makinamı da aldım. Cuma günü eve gidicem, bir yandan yatak odasını yerleştirirken bir yandan da makina bağlanacak. Diğer tüm beyaz eşyaları Bosch'tan almamıza rağmen, çamaşır makinasını Samsung'tan tercih ettim. Daha önceki dönemden bir takıntıydı ben de tv ve çamaşır makinasının Samsung olması. Makinanın hem yıkama hem kurutma özelliği var. Bunun dışında airwash ve ecobubble özelliklerinin olması beni cezbetti. Umarım kullanırken de memnun olurum. Alacak olanlara ecobubble özellikli bir makine almalarını tavsiye ederim. Birkaç markada mevcut bir özellik ve daha az deterjan harcaması yapılmasını sağlıyormuş. 

Son olarak da gelin ayakkabılarımı aldım. Yarın evde olabilirsem fotograflarını çekip paylaşacağım. Şu an o kadar yorgunum ki tembellik yapma hakkımı kullanıyorum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...