25 Ocak 2013 Cuma

Düğünden sonra blogtan çok uzak kaldım. Yazayım dedim, anlatmaya başladım ama devam ettiremedim. Yazmadım ama bol bol okudum, aslında bugüne kadar böyle birden yazmamaya başlayanlara da çok kızardım. Ama gelin görün ki insanın bazen eli ermiyormuş, anlatma hevesi tükeniyormuş.

Eğlenceli ve heyecanlı bir düğün, muhteşem bir balayı, yine eğlenceli fotograf çekiminin ardından, iş hayatına adım attım. İlk olarak (evet ilk olarak diyorum çünk yerimde çok durmadım) bir otelde çalışmaya başladım. Ve artık şunu bilir şunu söylerim, hizmet sektöründe çalışmak ciddi bir özveri gerektiriyor. Tabii buna acaba ben personelimi nasıl sömürürüm, nasıl burnundan getiririm çalışmayı, zihniyeti de eklendiğinde çekilmez bir hal alıyor. 1 ay kadar sabah 8 akşam 6 haftada 6 gün çalıştım. Yasal sınırın üzerinde çalışmaya gıkımı çıkarmadım. Sabahları eşim işe bıraktığından ve onun da mesaisi 8de başladığından beni mesaiye 10 dakika kala işe bırakıyordu ancak ben laf işitmeye başladım, işyerimde. Çünkü işe saba 07:40 civarında gelmem gerekiyormuş, mesaiye 2 dakika kala iş yerine gelinmez dediler. Bunları duymazlıktan gelmeye çalışırken çıkış saatim sorun olmaya başladı, çünkü saat 6da çıkmak dakika saymak anlamına geliyormuş, buçuğa kadar beklemem gerekirmiş. Tabii bu bahsettiğim durum işin varsa kal filan değil kesinlikle. Öyle olsa zaten mecburen kalıyor insan ancak iş yokken de durmanın bir anlamı yok değil mi??? Oradaki son 1 haftam boyunca sürekli olumlama yaptım diyebilirim. O kadar şartlanmıştım ki çalışma saatlerine, sadece ve sadece haftasonlarını evimde geçirebileceğim, huzurlu, çalışma saatleri kesin net belli, erkenden evimde olabileceğim iş istiyorum dedim hep, gönülden istemiş olmalıyım ki o haftanın ortasında pat diye çok alakasız bir şekilde başka bir işten haberdar oldum. Gittim görüştüm, hemen başla dediler. Ve hayatıma kasvet indiren, otelden arkama bakmadan çıkıp gittim. İyi ki de gitmişim, zaten kötü şartlarda insanları aşağılayarak çalıştıranlardan beklenen son hareketi de yapmışlar tabii ki, birinci ayım işten ayrıldıktan sonra doldu ve ben öğrendim ki sigorta denen şeyden adamların haberi bile yokmuş, emek hırsızları sigorta yapmamışlar. Şanslıymışım ki erkenden ayrılmışım oradan.

Şimdi ise çok daha huzurlu, sigortamın yattığı bir yerde çalışıyorum, kendime ve evime de vaktim kalıyor. Evlilik garip bir şey :) hiç birşeyin yetişmediği bir süreç sanırım, çocuğu olan insanlar ne yapıyor, ben çok mu tembelim anlayamıyorum. Ev her taraftan ayrı bağırıyor, ütü, çamaşır, yemek, temizlik, bulaşık diye :) tabii bunun yanı sıra misafirler, gitmek istediğiniz arkadaşlar, akraba ve anneler...

3 günde iş yerinde kaçak kaçak yazılan bir postun sonuna geldim sanırım artık :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...