2 Haziran 2013 Pazar

#direngeziparkı

    Bu yazı, belki bundan 5-10 yıl, belki de sadece 1 ay sonrasına yazılmıştır. 
  Ne yazık ki toplumsal hafızası olmayan bir milletiz bu nedenle ne zaman böyle bir direniş olduğunu hatırlamaya ihtiyacımız olacak bilmiyorum. Umarım olmaz, umarım günlerdir meydanlarda her türlü engellemeye, provakatif eyleme, devletin gazına karşı duranların emekleri, yürekleri boşuna gitmez.
  #DirenGeziParkı

  Olay bir parktaki ağaçları korumaya çalışmaktı. Masumca bir parkta duran nöbet tutan insanlar vardı. Çadırlarını kurmuş kitap okuyan gençler, bir yandan bebeğini emziren anneler vardı. Bugünün ulusal medyasında yer bulamasalar da, onlar marjinal gruplar ya da terörist değillerdi. Onlar sen, ben, o, apartmandaki Ayşe teyze belki de mahalledeki bakkal amcaydı. Bizdik... Belki orada, o parkta değildik, ama bizdik işte. Sonra rantlar ortaya çıktı, kitaplar, ağaçlar yıkılmak istendi, gözleri yaşarsın, ciğerleri sıkışsın giderler diye düşünüldü. Bilemediler, onlar orada görüldüğü kadar değildi, hepimizin yüreği oradaydı ve her şehirde bir gezi parkı vardı, ağaçlar vardı fikirlerimizi, özgürlüğümüzü, geleceğimizi, geçmişimizi, anılarımızı simgeleyen... Onların canını yakmaya çalıştılar ama bilemediler yürekleri nasıl birleştirdiklerini... Onların canını yaktılar ama yandaki komşu teyzenin de canı yandı.... Herkes koşar adımlarla ulaşmaya çalıştı gezi parkına, çünkü orası hepimizindi, bilemediler ki olay yalnızca 3-5 ağaç değildi, yürekler vardı, umutlar, hayaller, hürriyet vardı... Birden onlarca kişi, yüzler, binler, milyon oldu. 1 milyon tane tek oldu... O zamana kadar fikri ideolojisi her neyse farketmedi, hepsi birliğin içinde eridi gitti. Kalabalık arttıkça toz bulutu arttı, gözler yandıkça gözyaşları tek yüreğe aktı. Farketmediniz ama silahlarınızla bizi bir yaptınız. İzmir, Ankara, İstanbul, Bursa, Antalya, Mersin, Eskişehir... daha nice şehir bir oldu, hepsi gezi parkı içindi. 
    Diren gezi parkı umutlarımız için, hayallerimiz, geleceğimiz için. Çocuklarımızın da şehrin içinde ağaç olabileceğini görebilmesi için, aşklarını hayallerini ağaçların altında yaşayabilmesi için. 

    Bugün orada verilen mücadelenin içinde yer alamamak içimi yakıyor. Evet buradaki meydanda yerimi aldım ama orada eğer birilerinin canı hepimiz için yanıyorsa, hepimizin orada olması gerekir. Bu birlikteliğin de eğer cidden demokratik bir ülkede yaşıyorsak da medyada çarşaf çarşaf yayınlanması gerekirdi. Keşke o kadar patron tomanın önünde kollarını açmış, tek başına direnen bence bu direnişin de sembolü olan kadın kadar olmasa da (biliyoruz ki asla olamazlar) cesur olabilseler. 
  Sanki ne laf söylense boş, sadece boğazda düğüm, ancak yürekte yanan ateş var elimizde.

1 yorum:

  1. harika bir yazı.
    bu günleri unutmayacağız. unutturmayacağız.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...