1 Temmuz 2012 Pazar

Hasta, bitkin ama azimli =)

Son bir kaç gündür kırgındım ama bugün bütün kış olmadığım kadar hastayım. Sabah kalktığımda sesim hiç çıkmıyordu. Tüm günü yorganın (evet evet bu sıcakta yorganın altından çıkamadım) altında geçirdim. Neyse ki şu an birazcık daha iyi hissediyorum, pazartesi kendime gelmiş olmayı umud ediyorum. Bu yüzden de böyle bir başlık attım. Bedenim yatakta ama kafamdan sütekli şurayada bakmak gerekler geçip duruyor.
 
Bugün halletmem gereken bir yığın işim vardı. Dün sabah öncelikle gelinlik provasına gittim. Prova, evet ben bir prova bekliyordum, ama sevgili gelinlikçim beni şaşırtarak bir kaç tadilat dışında gelinliğin bitmiş olduğunu söyledi.  Giydim, çıktım kabinden taş işlemeleri dışında başarılıydı (Modelin orjinalinde dantel üzerine taş işlemeler vardı yoğun olarak ama ben o işlemelerin azalmasını çok çok az olmasını istemiştim). Ben öyle taşlı pullu şeyleri pek sevmiyorum. Öyle olunca da azaltıldı, ne yazık ki tamamı çıkarılamıyormuş. Ama baktım hiç de fena durmadı =) Ayakkabılarımı hala almamış olduğum için boyu ile ilgili daha sonra gidip ölçü aldıracağım. Gelinlikçiden çıkınca da hazır anneleri de bulmuşken perdecilere bakalım istedim biraz. Geçen gün kendi başımıza çıktığımızdan hiç birşeyden haberimiz olmadığını farkettik çünkü. En azından dükkanlarda anlatılan şeyleri değerlendirme şansımız olucak bu şekilde =) Birkaç dükkan gezdikten sonra bir yerde karar verdik gibi. Bir de beyimize göstereceğiz bakalım =) işte bütün bunları böyle gezdikten sonra bugün ayakkabı bakıp, perde işini de kesinleştirmeyi planlıyorduk ama kısmet değilmiş. 

Yazmadığım bu sürede mobilyalarımız tamamlandı. Alım işlemleri çoktan olmuştu zaten de eve yerleştiler. Yatak odası 3. seferde tamamlanabildi, şaka gibi. Ama güzel oldu... Fotograflarını çektiğimi hatırlıyorum ama ne yazık ki bulamadım. Artık eve her gidişimizde arabayı ağzına kadar doldura doldura eşya taşıyoruz. Biz o kadar taşıyoruz ama sanki gitmesi gerekenler azalmıyor gibi...


Tabii her bulduğumuz vakitte çarşıya çıkmaya sonuna kadar devam ediyoruz. Bugünün acısı da haftaiçi çıkacaktır. Geçen çarşıya çıktığımızda, yeni bir yer keşfettik. Belki bilenler vardır ama ben orada öyle bir yer olduğuna çok şaşırdım. Çarşıdan Şehreküstüne doğru inerken, sıcaktan bezmiş bir halde pazara uğramaya karar verdik. Bir araya girdiğimizde;

Bu manzarayı gördük. O kadar binanın arasında nasıl kalmış diye şaşırdık. Bu kadar sıcakken bir soluklanalım dedik. Garson gelip ne istersiniz diye sorduğundaki durumumuz cidden komikti. Önce neler olduğunu sayman gerek dediğimizde çocukcağız cidden şaşırdı. Biz de durumu anlattık. Meğer bu gördüğümüz yer bir köfteci imiş. 


O kadar güzel gözüküyorlardı ki köfteleri fotograflayamadım. (eheu birazcık aç da olabilirim) Kesinlikle tavsiye ederim, burada oturup birşeyler yemenizi. Uzun zamandır dışarıda böyle köfte yememiştim. Yerini sorarsanız da enteresan şekilde tarif edebilirim ancak. Şehreküstünden Kapalıçarşıya doğru çıkarken 2. aralık olması gerekiyor. Orada değilse bir üst aralığa da bakabilirsiniz =)  O sokaklardaki tek yeşillikli yer sanırım. O gördüğünüz bnoşlukta bir kahvehane bir de bu klöfteci var, nım nım nım... 

Evet hastalıkla başlayan, alışveriş ve gelinlikle devam edip, yemek ile sonlanan bir yazı yazabildiğim için kendimi burada tebrik etmek istiyorum. Daha fazla konudan konuya atlamadan ben kaçayım en iyisi...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...