2 Kasım 2016 Çarşamba

Doğum Hikayem

Doğum: Beklenen An

Hamileyken en önemli olan şey kendi kafana uyan doktoru bulmak olsa gerek. Yaşamalara doyulmayan, heyecandan geceleri uyku tutmayan hamilelik döneminde bence en önemli şey kapısından çıktığınızda kafanızın rahat olduğu doktoru bulabilmek. Size istediğiniz doğum yöntemini uygulayacağına inandığınız, gecenin bir saati de olsa bir sıkıntı yaşadığınızda anında ulaşabildiğiniz, sizi rahatlatabilen doktoru bulabilmek önemli. Ben normal doğum yapmayı çok istiyordum, gebelik sürecimde 2 farklı doktora gittim. İlk doktor deneyimim gebeliğimin en başında oldukça moral bozucu bir deneyimdi. Sonrasında internette normal doğumu destekleyen doktorları araştırmaya çalıştım, ve doktoruma karar verdim. Gebelik sürecimi gayet şanslı geçirdim diyebilirim. Bir çok kadının hamilelikte yaşadığı olumsuzluklarla karşılaşmadım. Sanırım 35. Haftamda doktora gittiğimde beni şaşkınlıkla izlemişti. Rahatlıkla kendi başıma çok rahat hareket edebiliyor, sedyeye tek başıma yatıp kalkabiliyordum. Bu vücudumun bana sağladığı avantajdı, bunu özellikle yapmamıştım. Hamilelik boyunca 16 kilo aldım. Günler hızla geçiyor gebeliğin 2. yarısında bence. Ben de günleri hızla geçirdim ve 40. haftaya ulaştım.

40. haftaya vardık varmasına ancak bende doğum yapmaya ilişkin hiç bir belirti yoktu.  Doktora kontrole gittiğimde bana "sende hiç doğum yapacak kadın yürüyüşü yok" dediğinde ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Bebeğin ağırlığı yüksek olduğu için bana çok fazla bekleyemeyeceğimizi 3 gün sonra tekrar gelmemi söyledi. Bu süreçte doğumu başlatır diye internette yazan hemen herşeyi denemeye çalıştığımı söyleyebilirim. Her gün avuç avuç hurma yiyordum. Evi temizliyor, yürüyüş yapıyor, duvara dayanarak çömelip kalkıyordum, bol bol da dua ediyordum. Ama randevu günü geldiğinde ben de hala bir değişiklik yoktu. Gittiğimizde doktorum ertesi gün gelmemi istedi, son bir kez daha rica ettim bekleyelim diye ve 40+6 da randevu verdi, o zamana kadar bir gelişme olmazsa suni sancı deneyecektik. Beklenen gün geldiğinde hala bende hiç bir değişiklik yoktu. Belli ki oğlum daha gelmek istemiyordu, hayatından oldukça mutluydu içeride. 

Doğumdan önceki gece bir çok kişi beni arayarak suni sancı denememim gereksiz olduğunu, inanılmaz bir acı çekeceğimi ve büyük ihtimalle işe yaramayacağını, vazgeçip doğrudan sezeryana girmemin daha iyi olduğunu söylediler. Ama kim ne derse desin benim normal doğum ihtimalini denemeden bırakmaya hiç niyetim yoktu. İnternette baktığınızda ya da çevrenizde deneyen insanlara sorduğunuzda suni sancı ile ilgili herkesten olumsuz cümleler duyuyorsunuz. En klişe cümle de "dayanılamayacak bir ağrı". Sabah 9'dan öğleden sonra 4'e kadar sancı almış ve o sırada dolaşabileceğim aklıma gelmediği için tüm sancıyı yatarak yaşamış bir insan olarak rahatlıkla diyebilirim ki, belki de gerçekten çok istediğim için, o sancı anlattıkları kadar kötü değil. Tabii ki insanın canı yanıyor, kasılmalar sırasında karnınız çatlayıverecekmiş gibi geliyor, ama geçiyor. Ben hep şunu düşündüm normal doğum yapabilme şansım olsa hiç mi canım yanmayacaktı. Sonuç olarak bu sancıyı yaşadım ve açılmam 9cm oldu. Öncelikle odada suyumu patlattılar, ardından da doğumhaneye doğru yola çıktık. Evet artık 15dk. kalmıştı kafamda. Biraz ıkınacaktım ve Batu kollarıma gelecekti. Ancak doğumhaneye indiğimizde ben ne kadar ıkınsam da oğlum kıpırdamadı yerinden. Ebeler ayağa kalkıp çömelip kalkmamı istediler, bu sayede bebek daha rahat hareket edecekti. ayağa kalktığımda hala suyum geliyordu, 41. haftada bu kadar suyum olmasına ebeler çok şaşırmıştı, dediklerini yapmaya başladım, ama işte bu gerçekten çok zor ve çok can yakıcı idi. Tüm gün sancı ile kasılan kocaman cüssem hareket etmekte gerçekten çok zorlanıyordu. Ağrıdan bilincimin tam açık olmadığını düşündüğüm anlara gelmiştim. Artık hareket edemeyeceğimi söyledim beni tekrar koltuğa oturttular. Yeniden ıkınmaya başladım, ama hiç bir değişiklik yoktu. Bu sırada doktorum da yanıma geldi. Onunla da bir süre denedikten sonra, bana bebeğin ilerlemediğini yukarıdan bastırarak da bana ya da bebeğe zarar verebileceklerini, bu tip yöntemler kullanmak istemediğini, benim de rızam varsa sezeryana geçmemiz gerektiğini söyledi. Herşeyi denediken sonra artık yapabilecek bir şey kalmamıştı. Arada eşimden onay alın dediğimi hatırlıyorum ama o kısımlar artık cidden net değil. Aklımdan geçen tek şey artık bu sancıların bir an önce durması. doktorum epidural için artık geç kalındığını, spinal ya da genel anestezi tercih edebileciğimi söyledi. Tek dediğim hangisi daha çabuk etki edecekse, benim dayanacak gücüm kalmamıştı artık. Bu cümlemin üzerine genel anesteziye alındım. Şimdi ki aklım olsa, biraz daha dayanıp spinali tercih ederek, bebeğimi hemen algılayarak görebilmek olurdu. Anesteziden çıktığımda, bebeğimi çoktan odaya çıkarmışlardı. Yukarı çıktığımda, bebeğimi gördüm ama ne kadar algıladım, o kısım biraz muallaktı. Saatler sonra da olsa bebeğimi emzirebildim. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...